Bilecik Masaj Salonu

Bilecik Masaj Salonu

Bu kadar minik deliklerin iyi mi olup da insanoğlunun canını alabildiğine hep şaşırırdı. Bilecik Masaj Salonu Kimi zaman bu delikler aldatıcı da olabilirdi çünkü merminin girmiş olduğu yer deri tarafından kapatılabilirdi. Harry merminin bıraktığı izden çok daha büyük olduğunu düşünüyordu. “olay anında suyun altında olması kötü, ” dedi Beate.

“Öyle olmasaydı katilin parmak izlerini, giysi ipi yahut DNA örneğini bulabilirdik.” “Mm. Alın bölgesinin suyun üzerinde olduğu kati. Üzerine fazla su değmemiş.” “Öyle mi?” “Kurşunun vücuda girdiği yerde siyah ve kurumuş kandan bir halka var. Ve derisinde ateş edilirken silahın sebep olduğu minik yanıklar var. Belki de bu minik delikten hemen şimdi bir şeyler öğrenebiliriz. Büyüteç?”

Bilecik Masaj Salonu

Harry, Camilla Loen’den gözlerini ayırmadan, uzanıp Alman yapımı optik aletin ağırlığını elinde hissetti ve kurşun yarasını incelemeye koyuldu. “Ne görüyorsun?” Kulağının derhal üzerinden, Beate’in sesi geliyordu. Her zaman bir şeyler öğrenmeye hazırdı. Harry çok geçmeden ona öğretecek başka aslabir şey kalmayacağını çok iyi biliyordu. “Yanıktaki gri renk, silahın çok yakından ateş aldığını gösteriyor, fakat bu mesafe çok da kısa değil, ” dedi. “Sanırım yarım metre kadar uzaktan.” “Doğru.” “Yanık izlerindeki simetri eksikliği tabancaı ateşleyenin kızdan daha uzun bulunduğunu ve silahını aşağıya doğru ateşlediği anlamına geliyor.”

Harry dikkatli bir şekilde ölmüş olan kızın başını çevirdi. Alnı daha tam soğumamıştı. “Kurşun çıkış izi yok, ” dedi. “Bu da silahın aşağıya doğru ateşlendiği teorisini destekliyor. Kim bilir kız katilin önünde diz çökmüştü.” “Hangi silahın kullanıldığını söyleyebilir misin?” Harry hayır anlamında başını salladı. “tüm bunları patolog ve balistikçiler bilir. Ama değişik seviyelerde yanık izleri olduğu dikkate alınırsa kullanılan silah kısa namlulu bir tabanca olmalı.” Harry sistematik bir halde cesedin her yerini kontrol etti; her şeyi not etmeye çalıştı, ama vücudundaki alkol daha sonra çok yararlı olabilecek detayları hatırlamasını zorlaştırıyordu.

Hayır, onlara çok yararlı olabilecek detayları. Bu onun soruşturması değildi. Kızın eline ulaşınca noksan bir şeyler bulunduğunu fark etti. “Donald Duck, ” diye mırıldandı ve eğildi. Beate boş gözlerle onu izliyordu. “Çizgi romanlarda elleri hep bu şekilde çizerler, ” dedi Harry. “Hep dört parmaklıdır eller.” “Ben çizgi roman okumam.” İşaret parmağı kopuktu. Ondan geriye tek kalan katılaşmış kan ve parlak tendon uçlarıydı